Sizi kandıracak değilim. Aslına bakarsanız, geçmişimden utandığım felan da yok. Zaten uç boylarındaki bizler, evet her birimiz ve her biriniz, bir zamanlar Osmanlı olmayan birilerinin soyundan gelmiyor muyuz? Osman Bey'in etrafındakilerin kaçı başka ülkelerden başka kültürlerden geliyordu acaba? Zavallı uç beyinin şansı pek yaver gitmedi zaten. Ölümü beklenenden de erken oldu. Doğruyu söyleyeyim, geçmişimle ilgili acayip bir gurur beni sarıyor bazen: Magna Societas Catalanorum. Şu an aralarında bulunduğum insanlarla savaşmak için dünyanın ta öbür ucundan buraya akın eden cesur insanlar topluluğu. Ta Katalonya'dan şan ve şöhret için, tamam biraz da para için, Bizans'ın yardımına koşan bu cengaverlerle neden gurur duymayayım ki? Şimdi onların istediğinin tam tersi istikamette savaşıyor olabilirim -hoş savaştan hazzetmiyorum bile!- ama nereden geldiğimi unutmanın hiç bir anlamı yok. Benim babam Osmanlı'ya karşı Bizans'ı korumak için dünyanın öbür ucundan gelmiş bir Katalonyalıydı. Nokta.
Babam konusunda bir şeyler bilmek elbette kolay. At üstünde koşuşturan, köy basan, şarabın iyisini bulunca içen, kadının iyisini bulunca yatan adamlar dilden dile dolaşıyorlar sonuçta. Katalan Pazvant uç boylarında at koşturan bizler için hafızamızın bir kenarına kazımaktan gurur duyacağımız bir kişi. Katalonya'da ne yaptığı önemli değil. Belki bir rahibin aklı basmaz oğluydu, belki bir domuz çobanıydı, belki de at nalcısıydı. Bir lordun şarap taşıyıcısı ya da soytarısı olsa ne olur sanki? Onun eski dünyası tamamıyla yıkıldı, o gemiye bindiği anda bütün günahları affedildi ve ikinci bir şans verildi. Kaçımıza nasip oluyor bu? Hangimiz doğduğumuz şeylerden ve belli bir yaşımıza kadar yaptıklarımızdan tamamen azat ediliyoruz? Benim babam bunu da yaptı ve onunla bunun için de gurur duyuyorum.
Annem... Annem için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Despina isimli bu kadın hakkında pek bir şey bildiğimi de iddia edemeyeceğim. Bana dillerimden birisini o öğretti. Ana dilim Rumca'dır sizin anlayacağınız. Bir anneydi, çok konuşmazdı. Anneyle konuşulacak yaşlara gelemeden ondan ayrılmak zorunda kaldım zaten. Babamla nasıl evlendiler? Tabii ki bir rahip huzurunda! Ama o ana gelene kadar? Babam ona zorla sahip olmuş mudur? Muhtemelen.. Uç savaşlarında olaylar böyle işlemiyor mu zaten? Korkusuz savaşçılar, biraz açlıktan biraz azgınlıktan yol kenarındaki köylerden birisine çökerler ve buğdaylarıyla beraber kadınlarını da kaldırdılar. Despina'da sıradan ve geçici bir köylü kadınından fazla ne vardı? Bilmiyorum. Belki dayanma gücü vardı. Hoş, hayal meyal hatırladığım kadarıyla Osmanlı akıncıları geldiğinde o dayanma gücünü de yitirip kendisine kıymış, beni de öldürmeye çalışmıştı. Ona kızamıyorum, ama başarısız olduğuna her gün şükrediyorum.
Evet ben bir Katalan ile bir Rum'dan doğdum. Ama bir Osmanlıyım. Nasıl olduğunu dinlemek istiyorsan kuru boğazımdan bir kaç kırba şarap geçmesini beklemek zorundasın...